31 Ocak 2011 Pazartesi

Meslek Seçimi



Meslek seçimi insanı zorlayan bi olay aslında. Düşünüyorum da bazen, şu an şu söve söve okuduğum bölümde olmasaydım...başka bişeyci olarak çıkacak olsaydım neler olurdu, Türk milleti benden yana ne tür sıkıntılar çekerdi?

Öğretmen olsaydım:

(Sınıfın en inek ve en itici kızı gelir...)
-Örtmeniiim! Cuma günkü sınavdan kaç aldım?
+90 (o sırada elimde aynam, eye linerımla meşgulüm)
-Örtmenim peki Mustafa kaç aldı, hani arkamda oturuyodu benden kopya çekmişti yakalamıştınız?
+100
-Ama kopya çektiiii!?
+Son soruyu senden değil yanındakinden bakmış.Sen yanlış yapmışsın.
-!!??

***

(Sınıfın en çıtkırıldım kızı gelir...)
-Örtmenim Ali saçımı çekiyoo!
+Git sen de pipisini çek bak bakalım devam ediyo mu.
-!!??

***

(Sınıfın ispikçi çocuğu gelir...)
-Örtmenim Fundayla Ahmet arka sırada isim şehir oynuyo sizi dinlemiyo.
+Eee dinlenicek bşi anlatmıyorum ondan olabilir.Git yaltaklan belki sen de biyerinden dahil olursun oyuna çok geç kalmadan.
-!!??

------------------------------------------------------------------

Doktor Olsaydım:

-Doktor Hanım doğumhaneden sizi çağırıyorlar.
+Yok canım yanlış duymuşsundur sen. (Elimde çekirdeğimi çitlerken hararetle Spartacus izliyorum)
-Yok sizi çağırıyorlar.
+Deme yau. Tamam o ıkınadursun şu bölüm bitince geliyorum.
-!!??

***
(Endişeli hasta yakını)
-Hastamızın durumu nedir Doktor Hanım?
+Hastanın bişiyciği yok tamamen psikolojik. Şimdi ben ona bi kutu bonibonu ilaç şişesine bocalayıp vercem.Hergün bitane yesin.İyileştiini sancak.Bi dizide görmüştüm. He baktınız iyileşmiyo o zaman tekrar getirin ama bana değil başka bi arkadaşa.
-!!??

------------------------------------------------------------------------------

Aşçı Olsaydım:

(Aşçınızla konuşmak istiyorum diyen sinirli müşteri)
-Bu nasıl rezil bir yemek böyle!!!
+Ha beğenmedin mi...
-Hanımefendi çorbamın içinden hamam böceği çıkıyor siz bana beğenmediniz mi diyorsunuz!?
+Yok ben sizli bizli konuşmuyorum, direk beğenmedin mi dedim.
-Manyak mısın sen be kadın!!??
+Vitamini kabuğunda de, ye geç ne uzatıyosun!
-Sen benim kim olduğumu biliyo musun!! Bittin sen! Seni buranın işletmesine şikayet edicem, kovdurucam!
+Ben senin kim oldunu bilmiyorum da, beni burda tutacak seni kovdurmaya yetecek kadar kodaman tanıyorum. Şimdi paşa paşa iç o hamamböcekli çorbanı benim tepemi attırma!
-!!??

---------------------------------------------------------------------------------------

Hayat Kadını Olsaydım:

(Büyük bi hevesle ilkini yaşayacak olan eli ayağı titreyen delikanlı)
-Eee şeyy...sen soyunmicak mısın?
+Yoo, ne gereği var.Sana öle mi anlattılar ablacım, yemişler seni yazık.Giy üstünü giy üşütme boşuna.
-!!??

-------------------------------------------------------------------------------------------

Escort Olsaydım:

(Onca para bayılıp fantezi yapmak isteyen kro adam)
-Bak grema aldım, çukulat sos aldım!
+Aaa bebeem nimetle şaka olmaz, ver bakim sen şunları.(Aniden adamın elindeki çikolata sosuyla kremayı kapıp mutfağa koşarım.)
-Nereye la?
+Mutfakta meyve olucaktı, fondü yapıcam. (Hayır oburlukta, pisboğazlıkta son noktayım çünkü.)
-O ne kii?
+Aman neyse boşver,sen anlamazsın.Bu arada ben HIV var seni uyardılar mıydıı?
-?
+Fondü bilmeyen adam HIV mı bilcek bende de hiç akıl yok canım. Şöyle anlatiim o zaman : şimdi sen beni sikmek-sonra nalları dikmek! nasıl?oldu mu bu sefer?
-Hasiktr yine mi yaa.
(Adam vınlar ve HardCandy böylece fondüsüyle başbaşa kalır.)

----------------------------------------------------------------------------------------

Mimar Olsaydım:

-Mimar Hanım işinize karışmak gibi olmasın ama...
+Karışma o zaman.
-Ama efendim bu dairelerin banyolarını bulamadık biz çizimlerde acaba özellikle-
+A ah!Sen sorguluyo musun benim çizimlerimi!Tabiki özellikle banyo koymadım! (Siktir ya yine banyo koymamışım ben de ne unuttum diyodum!Nası kıvırıcam şimdi!?)
-Yok efendim ne demek.Ama soranlara açıklama yapmakta zorlanıyoruz.Acaba siz ne düşünerek-
+Eski Fransız mimarisinden esinlendim ben.O zamanlar banyo tuvalet mi varmış! Hayret bişey! Evi alırken hepsine birer oturak hediye edicem ben öyle söyleyin.
-!!??

--------------------------------------------------------------------------------------------------------

Polis Olsaydım:

(İş üstünde bi sokak serserisinden bilgi almaya çalışırken)
+Buralarda uyuşturucu satan bi pislik varmış?
-Yavrum sen ne güzel pislik diyosun öle!
+Ne diyosun lan sen!
-Ahahh.Lan da diyo bu barbi bebek.
+Bana bak taşak geçme çok fena olucak.
-Naparsın?Şu belindeki kelepçelerle tutuklar mısın? (Adam ellerini uzatır) -Nolur tutukla! Tüylü kırbacın da var mı! İpin var mı peki? Yatağa da bağlar mısın?
+(Adamın uzattığı ellerine kelepçeyi geçirirm.) Kelepçe bende ama tüylü kırbaçla ip nezarethanedeki arkadaşların elinde.
-!!??

---------------------------------------------------------------------------------------------------------

Bu liste böyle uzar gider.Yorgun olmasaydım devam ederdim  ama zaten pek de çekilir gibi değilim.
Herkese tatlı uykular diler yatağıma girerim...


....


Daha Eski Maceralarım İçin  ------>  http://storiesofhardcandy.blogspot.com


...

26 Ocak 2011 Çarşamba

İkizler-İkizler Kombinasyonu





 Hayır şu an new man; kızların tabiriyle FM'cimden bahsetmeyeceğim.


Ben aslında şu an ne yaptığımı bilmiyorum.


Üçüncü gecede onu ekmiş bulunmaktayım şu an. Otel odasının üçüncü dandik yatağında kıvrılmış acınası haldeyim...


...öyleyim; çünkü...çünkü konuşamıyorum, çünkü anlatamıyorum, çünkü afallayıp kaldım. 


Çünkü durmadan bana artistlik taslayan zeka küpü bir adamın avcunun içine girmek üzereyim...ve bu olursa ikimiz de çıkışımın kolay olmayacağını çok iyi biliyoruz.


O, bunu dalgaya vurarak açıkça "Bana aşık olacaksın." derken bense inkar ederek kendimi yiyip bitirmekteyim.


"Sandığımdan daha zekisin." diyor. Bu konuyla ilgili yorum yapmıyorum, bu cümleyi daha önce de duydum.


Güzel olmam aptal olmamı gerektirmiyor.


Aslında kendini olmadığın biri gibi anlatışın tamamen kasıtlı bunu adım gibi biliyorum.


Sinirleniyorum. Beni gerçekten sinirlendiriyor bu adam onu tanıdığım ilk günden beri. Temmuzun başından beri... ne zaman iki laf etmeye kalksam ya ağzıma tıkıyo ya tepeme çıkıyo, bildiğin ağzıma sıçıyo!


Beni öyle iyi anlatıyo ki...çünkü öyle aynıyız ki...ne düşünsem anında söylüyo. Bu da birbirimize oynayamayışımıza sebep oluyo.


O bana kalkıp A dediğinde ben aslında öyle olmadığını, bal gibi de B olduğunu çok iyi biliyorum.


Beni özellikle bu kadar sinirlendirmesinin, bu kadar fikrime ters cümleler kurmasının aslında beni kendine çekme taktiği olduğunu da biliyorum.


Benim bunun farkında olduğumun farkında olduğunu da biliyorum hatta. İtiraf edemez bunu. Edemez çünkü benden çekiniyor.


Çünkü ben şımarığım onun için, bencilim, aptalım hatta...boktan karının tekiyim dimi. Sözde sallamıyor beni.


Ama aslında deli gibi salladığı için bu kadar korkuyor bu kadar cool triplerine giriyor. Beceremiyor demiyorum asla. Çok da iyi beceriyor. Ben değil de başkası olsa yerdi hani...afiyetle yerdi.


"Bana alışacaksın, vazgeçemeyeceksin." derken aslında kendisinin bana ne derece alışacağının korkusunu taşıyor.


Bir de kalkmış bana psikolojik felsefik analizler yapıyor. Tamam çoğunda doğrusun. Ama aramızdaki fark bu işte; sen ezberlediğin repliklerin yanında bir yandan gerçekten bildiklerini konuşuyorsun, bense gerçekten bildiklerimi kendime saklıyorum.


Konuşmanın sonunda yine blöf yapıyorum ve yine ben kazanıyorum. Ne oldu Fake Casanova? Seninle gerçekten bir daha asla konuşmayacağımdan mı korktun yoksa?


Korktu evet...çünkü yapabileceğimi biliyor.Çünkü çok ani değiştiğimi, kararlıysam her istediğimi yapabileceğimi biliyor. Çünkü aynıyız. Evet çünkü lanet olsun ki bu kadar aynıyız.


Bana verdiğin saçmasapan tüm cevapların aslında söylediğinin aksine beni sallamayışından değil, fena halde sallayışından. Çünkü sen salladığın insana karşı şüphe duyarsın, salladığın insanı kırmak istersin. Sallamadığına zaten tek harf etmezsin.


Güldür-Şaşırt-Kızdır taktiği belki beni kendine aşık etmen için çok doğru bi tercih olabilir haklısın. İkimiz de iki kaçık İkizler burcu olabiliriz ve son derece aynı olabilir düşüncelerimiz. Ama bişeyi unutuyosun... ben bi kadınım. Olay oynamaksa eğer senden çok daha avantajlıyım.


Ben şu an yalnızca nasıl olup da ikinci kez bana aklımdan tutturduğun sayıyı tereddüt etmeden şak diye bilişine şapka çıkarmaktayım. Gerçek olmak için fazla sıradışı. Tesadüflere inanırım ama bu bana biraz fazla geldi.
Benim gibi masalsı bi dünyaya inanmak isteyen ama bunun için fazla umutsuz çünkü diğer yanı fazla gerçekçi olan bir kadın için bu fazlaydı.


Bu gece çalışırken beni hayran hayran izleyen adamlardan biri kalkıp bana pahalı bir hediye getirse, senin ufak oyunun milimi kadar etkilenmezdim.


Zekanla evlenmek istiyorum. Seninle değil zekanla...çünkü biliyorum; seninle evlenirsem sinir hastası olurum.


Ve evet şimdilik "şeyin" olmayı kabul ediyorum. Beni gerçekten tanıyıp deli gibi etkilenmene karşın korkacağın kadar aptal, şımarık ve bencil olmadığımı anlayana kadar "şeyin" olabilirm. Benden sadece güzel olduğum için hoşlandığını düşünmen ve bundan bu kadar çok korkman beni sevindirdi. Bu düşündüğün anlamına gelir. Düşünen bi erkekse zor bulunan bişeydir.


Tüm bu komplike iletişimimizin yanısıra bence gerçek anlamda tek sorunumuzsa İkizler-İkizler kombinasyonumuz :/




.....




Daha Eski Maceralarım İçin  ------>  http://storiesofhardcandy.blogspot.com




......






fotoğraf: http://koneku.deviantart.com/art/gemini-91616767?q=boost:popular%20gemini&qo=23

23 Ocak 2011 Pazar

Uludağ - Rakım 1865



Kara doyacağım bi 15 gün var önümde.


İşimi seviyorum. Bence benim işimi siz de seviyorsunuz. 11taş hatun+ben=12 


15 gün, 7/24 birlikte olacağımızı düşünürsek...var mı benim yerimde asla olmak istemeyeceğini iddaa edebilecek bir insan evladı?


Dışarısı bembeyaz, içeride sıcak şarap...gayet fantastik bir ortam hani :) 


Yeni yerleştik odalarımıza 3er gruplar halinde. Ben oyun salonunda görevliymişim.


Görev tanımı; yeni supervisorımın dediğine göre : gelenlere sigara dağıtmak, onlarla playstation oynamak, onlarla hoşbeş etmek, onları lobide gezdirmek.


Şimdi burda bir terslik var gibi sanki :) hayır benim şikayetim yok da...çalışmaya geldiğimizi sanıyodum? Ama çenemizi kapayıp umduğumuzu değil bulduğumuzu yemeliyiz dimi...


En azından gece çalışan grupta değilim. İstanbul'da yeterince canım çıkıyordu geceleri. Beni deneyimsiz sanıyolarmış. Çıtımı çıkarmadım duyduğumda, canıma minnet. Sözde deneyimliler çeksin gecenin çilesini. Onlar standta beklerken ben dans ediyo olucam sanırım.


Yolda gelirken birkaç kızla samimiyet kurdum hemen. Bitanesi ilk andan beri bana öyle kilitlenip bakıyordu ki bekliyordum altından ne zaman birşey çıkacak diye. Sevgilisi olduğundan da bahsetmişti ama...Hayır ben acaba ablanın biseksüel eğilimleri mi var, bana göz mü koydu diye düşünürken sonunda çıkardı ağzındaki baklayı.


"Benim bi buçuk aydır iş adamı bi sevgilim var. Onun da çok yakışıklı bi ortağı var yine iş adamı. Ben seni çok beğendim. Eğer hayatında biri yoksa sizi tanıştırabilir miyim?Buraya gelecekler tanışırsınız."


Ben şaşkın bakışlarla kalakalmışken abla kendi sorup kendi cevaplayıp beni çoktan tapulamıştı bile. "Hık, mık...e peki o zaman, olabilir tabi." gibi saçmasapan yarım yamalak sözcükler döküldü ağzımdan.


İlerleyen saatlerde arkamda otururken yaptığı telefon konuşmasına kulak misafiri oldum da.
Aslında abla telefondaki kişiye "Geldiğinde görürsün." dediği an kilitlendim ben o konuşmaya çünkü bekliyordum böyle bir atak. Hemen mesaj atmış iş adamına demekki, adam da merak etmiş aramış. Bu çifte organize pezevenklik bürosu açsak yeridir.


Sevgili iş adamımız "Geldiğinde görürsün." cevabından tatmin olmamış olacak ki ablanın fısıldamaya çalışarak ama sesini duyuramayıp her defasında bi ton yükselterek tam üç kez "Güzel" diye inlemesinden anlaşılacağı üzre güzel miyim diye sormuş.


Şimdi güzellik göreceli. Abla beğenmiş. Lafım yok. Saygı duyarım. Güzel olmasına güzelim de... her güzelin eti de yenmez be ablam, her güzelle dans edilmezki.


Hiç tanımıyosun beni...hevesini kırmak istemem ama... bi kere en başında iş adamlarından pek hazzetmem. Olgun erkekler beni pek cezbetmez. Yaşı büyük olsa bile çocuk bi yanı olsun isterim.


Ama sana bakınca nedense kafamda çok ağır abiler canlanıyo.


Büyük konuşmayayım ama...bekleyip görelim diyorum sadece.


Ben burdaki çıtırlardan çok daha umutluyum aslına bakarsan. Büyük bir zevkle oturup bütün gün onlarla playstation oynayabilirim :) çocuk çocuk takılırız.


Şimdi makyajımı yapıp bölgeme geçmem gerekiyor. Ablaya,iş adamı sevgilisine ve ortağına selamlar :)






....






Daha Eski Maceralarım İçin  ------>  http://storiesofhardcandy.blogspot.com




....

21 Ocak 2011 Cuma

Erkekler İsminden Kadınlar Cisminden Kaçarmış



 Bilmece gibi oldu dimi bu başlık... "Erkekler İsminden, Kadınlar Cisminden Kaçarmış" bilin bakalım nedir bu?
Aslında yolda aklıma geldi. Neden bilmiyorum 4 saatlik o yolda aklıma pek çok şey geldi.


 Bu arada Eskişehir-İstanbul otobüsleri Midpoint'in her daim geyik konusu olan samimi ortamını aratmıyormuş hani bunu öğrenmiş oldum.Sanırsınız kızlar da erkekler de Eskişehir-İstanbul biletini evlerine gidebilmek için değil de seç beğen al yapmak için satın alıyorlar. Eskişehirli bütün üniversiteliler bir aranma modunda. Varlık içinde yokluk çekiyorlar gariplerim. Şehrin tamamı neredeyse öğrenci zaten. Göt kadar yerde birbirinizi bulamıyorsanız daha ne diyeyim size!


Hoş birbirinizi...ya da birbirimizi gerçekten bulmak isteyip istemediğimizden şüphe ediyorum zaman zaman.
Kastettiğim buydu işte...İlişki. 


Erkekler isminden kaçıyor "İlişki"nin...kadınlarsa cisminden.


Olivia : Ben artık adını koyalım istiyorum aramızdakilerin.
Alejandro : Ne gerek var bebeğim yaşıyoruz ediyoruz germe beni.
Olivia : Ayşe soruyo Fatma soruyo kötü hissediyorum. (Yalnız adı Olivia ama soran Ayşeyle Fatma,öyle işte)
Alejandro : Onlara benden selam söyle.
Olivia : Hayvansııın!


Aslında Alejandro hayvan değildir. Genleri hatalı bir şekilde, XX'in 1/4 uzvunu yitirmesiyle maalesef XY olarak meydan gelmiş ve yeryüzünde varolması son derece gereksiz bir yaratıktır.


Fakat lanet olsun ki yaratılmıştır.


Alejandro'ya göre yaşananları bir "İlişki" olarak nitelendirip basmakalıplaştırmaya gerek yoktur. Olivia onunla olsun, yatsın kalksın, yaşasın, takılsın, gelsin, gitsin, hatta hiç gitmese de olur, gitmese her daim dizinin dibinde olsa ona güzel dakikalar yaşatsa daha makbuldür...yeter ki durum resmileşmesindir onun olayı, boyut değiştirmesin, kulvar atlamasın. Aralarında geçen her türlü ekşının adı olmadığı sürece giren çıkan onu bağlamaz. Onun kaçtığı tek şey "İlişki" kavramıdır.


Olivia ise aksine, adına tav halde cisminden kaçmaktadır ilişkinin. Aklında hep bişeyleri oluruna koymak vardır. Aralarında geçenleri normlara uydurup huzur bulmak en büyük arzusudur çift taraflı bu kaçış süreci boyunca. Alejandro'nun beynini sikip durur ilişki de ilişki diye ama nafile. Bu durumda Alejandro'nun koynunda mutlu olduğu, keyif aldığı cismi dakikalardan gün geçtikçe kaçıp uzaklaşacaktır.


Sonuç olarak Olivia alamaz istediğini. Alejandro ona hiçbi zaman git demez, hatta kal der aksine ama o da alamaz istediğini. Çünkü Olivia almadığı sürece vermez. Olivia'nın ilişkinin cisminden kaçtığı son nokta burasıdır.


Alejandro'yla bir daha sevişmemek üzere hayatından siktir olup gider.


Sonra ne mi olur?


Alejandro...çok değil bi gece sonra mesaj atar. "Olivia napıyosun?"


Olivia cevap vermez bu mesaja.


Sebebi o an Fernando'nun evinde onunla oynaşması değildir. Tam da mesajın geldiği o an Fernando'nun onu gıdıklıyor olması ve katıla katıla gülmesi hiç değildir.


Olivia zaten öyle bir varlıktır ki, kalbi dili birdir. Fernando, hiç tanımasa da Alejandro'yu bilmektedir.


"Cevap vermeyecek misin?" diye sorar Olivia'ya.


"Hayır..." der Olivia "...o şansını çoktan kaybetti." ve Fernando'nun onu gıdıklamaya devam eden iri elleri arasında kaybolup gider.


Alejandro mu? Şansına küssün. Baktı ki pabuç pahalı...baktı ki bir kez daha yazarsa tekrar cevap alamayıp, tükürdüğünü ikinci kez yalayıp kendi kendini utandıracak...vazgeçer. İçine ata ata vazgeçer.


Bu tamamen bir genellemedir. Alejandro bildiğimiz öküz erkek modeli, Olivia ise bildiğimiz kadındır.
Fernando türünün nadir örneklerinden bir adamdır ama onun da kaderi farklı olmayarak yalnızlıktır.


                                            ************************


O değil de bugün Olivia'nın aklına bi an Alejandro'da unuttuğu kelebek küpeleri geldi. Unuttuğu başka şeyler de vardı aslında ama onları Alejandro'ya hatıra olarak bırakmayı göze almıştı. Küpelerinse maneviyatı vardı.
Birkaç saniye arayıp küpeleri geri istemekle unutmak arasında kaldıysa da doğru yolu çabuk buldu ve gidip yeni bir çift küpe almayı seçti.


...


...ve Olivia'nın artık yatma vakti geldi.



...


Daha Eski Maceralarım İçin  ------>  http://storiesofhardcandy.blogspot.com








...

20 Ocak 2011 Perşembe

Pek Bi Güzelimdir,Maşallahım Var

 Henüz bir okuyucu kitlem yok sanıyordum ama az önce aldığım bir duyuma göre varmış. Millet galeyana gelmiş, kim bu saksocu diyormuş :) Ahahh...çok eğlendim gerçekten. Onca yazdığım yazıda bir ona takmışlar, "Artık Rüyasında Sakso Çeken Kız" olarak anılır dururum.


 Uzun zaman sonra bugün ilk kez reddedildim biri tarafından. İlginç bir deneyimdi gerçekten. Adam fazla mütevazıydı, bir tuhaflık seziyordum zaten ama beni inatla fake sanmasına ve "oyuna gelmem" diye tutturmasına diyecek söz bulamıyorum. Ben bunu yine de reddedildim olarak kabul edip boynum bükük köşeme çekiliyorum. Çünkü onu gerçek olduğuma inandırmak için dil dökecek mecalim yok şu sıralar. Yakışıklı ya da zengin ya da force sahibi olman umrumda değil...son bikaç gündür en uyuşuk dönemimi yaşıyorum ve kimse keyfimi kaçıramaz :)


 Şu an saat 1'i 10 geçiyo ve CNN Türk'te Saba Tümer'le Bu Gece var. Programa İSTANBULLS BOKS TAKIMI konuk olmuş.

Altta bir bant var : İstanbulls Boks Takımına Sorun demiş ve programın e-mailini vermiş.


Şimdi size aynen az önce onlara attığım maili kopyalayıp yapıştırıyorum ve kendimi gecenin muzur insanı ilan ediyorum.





 Saba Hanım Merhaba,

İstanbulls Boks Takımına Sorun Sorun diyorsunuz dayanamadım sorayım dedim.

Şu hiç "Daha önce hiç nakavt olmadım." diyen şirin arkadaşın kız arkadaşı var mıymış? Yoksa Talibim.

Pek bi güzelimdir. Maşallahım var. 

Sevgiler...HardCandy.


En son Yemek Sepeti'nin online hizmet penceresindeki adama olan tacizimden sonra bulaşmamıştım kimselere. Bu geceye kısmetmiş :)

Herkese Güzel Rüyalar...




...






Daha Eski Maceralarım İçin  ---->  http://storiesofhardcandy.blogspot.com




...

Doğru 1 Kadın'ın Listesi



 Doğru 1 Adam arayan Doğru 1 Kadınım ben...pek çoğumuz öyle değil miyiz zaten?


 Doğruyum, çünkü eğlenceliyim.


 Doğruyum, çünkü sevimliyim.


 Doğruyum, çünkü seksiyim.


 Doğruyum, çünkü şımarığım.


 Doğruyum, çünkü biraz bencilim.


 Doğruyum, çünkü sevdiklerim adına fedakarım.


 Doğruyum, çünkü çocuk ruhluyum.


 Doğruyum, çünkü biraz kıskancım.


 Doğruyum, çünkü küçük oyunları severim.


 Doğruyum, çünkü ani parlar çabuk sönerim.


 Doğruyum, çünkü ne kadar sinirlensem de iki tatlı söze, bi şekere kandırılabilirim.


 Doğruyum, çünkü empati kurabilirim. (Kıskanmadığım zamanlarda!)


 Doğruyum, çünkü çok güzel tatlılar yaparım.


 Doğruyum, çünkü birşeyi yapamayacaksam bile yaparım diyip oldurana kadar inat edebilirim.


 Doğruyum, çünkü çabuk gaza gelirim.


 Doğruyum, çünkü inanılmaz pozitifim.


 Doğruyum, çünkü psikopat bi ikizlerim.


 Doğruyum, çünkü bazen çok uyuşuk bazense gereğinden fazla enerjiğim.


 Doğruyum, çünkü çalışmayı-yorulmayı ve birşeyler üretmeyi seviyorum.


 Doğruyum, çünkü insanlara, hatta tanımadıklarıma bile hediyeler alıp onların mutlu yüzleriyle karşılaşmaktan keyif alıyorum.


 Doğruyum, çünkü hayvanları çok seviyorum.


 Doğruyum, çünkü zaman zaman beni arayan insanların aramalarına cevap vermeyip cep telefonuma uzaktan hareket çekiyorum.


 Doğruyum, çünkü yalnızca karşıcinslerime kazık atıyorum. (Bazıları hakediyor!)


 Doğruyum çünkü her hasılsa yalnızca karşıcinslerime kazık atsam da yalnızca hemcinslerimden kazık yiyorum. (Kaşar karılar!)


 Doğruyum, çünkü bazen aslında bir denizkızı olarak doğduğuma, kötü cadının bana sonrasında iki bacak verirken aklımın yarısını aldığına inanıyorum.


 Doğruyum, çünkü annem bile sırtımı "Bizim kız da böyle işte.İçkisi kumarı yok.Sadece erkeği var.Onu da birkaç seneye oturtacak kısmetse." diyerek taşak geçip sıvazlıyor.


 Doğruyum, çünkü en yakın arkadaşlarım beni süpersonik derecede anormal bulsalarda durmadan iyiki varsın diyorlar, mutlu oluyorum.


 Doğruyum, çünkü yaratıcıyım, inanılmaz senaryolar yazıp insanları çok kolay avlayabiliyorum.


Doğruyum, çünkü biraz yaramazım, insanlar bunun farkında olsalar da kendilerini beni sevmekten alıkoyamıyorlar.


 Doğruyum, çünkü çok iyi TABU oynarım, eş olarak seçilesiyim.


 Doğruyum, çünkü MONOPOLY'deyse inanılmaz sahtekarım.


 Doğruyum, çünkü tam bi çift karakterliyim, bir yanı ağlayıp bir yanı gülen tiyatro maskı gibiyim. İşte bu yüzden 4 yıldır hayatının içine sıçtığım eski erkek arkadaşım artık ağladığımda bana şüpheyle yaklaşıyor :)


 Doğruyum, çünkü ne parada ne pulda gözüm!


 Doğruyum, çünkü her kadın gibi topuklu ayakkabılara aşığım ve bu yüzden kendimden en az 15cm uzun bir adam istiyorum.


 Doğruyum, çünkü bir bebeğim olmasını çok isterken aynı zamanda onu yakışıklı bir adamdan yapıp ortaya güzel birşey çıkarmak gibi aptal bir takıntım var ama yine de çirkin erkekleri daha çekici buluyorum :S


 Doğruyum, çünkü pek çok zaman kendimle çelişiyorum.


 Doğruyum, çünkü maalesef dengesizin önde gideniyim.


 Doğruyum, çünkü ben suçluysam bile ki genelde ben suçluyumdur, sonuna kadar karşımdakini (erkekse) suçlayabilirim.


 Doğruyum, çünkü bi ilişkide huzuru değil kavga kıyameti tercih eden manyağın tekiyim.


 Doğruyum, çünkü sevdiğim adamla didişmekten, ters düşmekten büyük zevk alıyorum.Bir şekilde deşarj olmam lazım, ben de bu yolu seçiyorum.


 Doğruyum, çünkü ayakları yere basan, en berbat durumda bile başının çaresine bakabilen güçlü bir kadınım.


 Doğruyum, çünkü en berbat anlarda bile gülebilecek birşey buluyorum.


 Doğruyum, çünkü aile nedir değerini çok iyi biliyorum.


 Doğruyum, çünkü seyahat etmeyi çok seviyorum. (Genelde otostopla :P)


 Doğruyum, çünkü ucunda büyük şeyler vaad edilen ahlaksız teklifleri büyük bir haz alarak her zaman geri çevirmişimdir. Akıllı olsunlar, ahlaksız teklifi sadece ben yaparım.


 Doğruyum, çünkü benim bardağım her zaman sonuna kadar doludur, bakabileceğim boş bi tarafı yok. 


 Doğruyum, çünkü ne kadar yanlış olursam olayım bunu asla kabul etmiyorum :)


 Kim ne derse desin...ne olduğumu, kim olduğumu biliyorum. Ben... DOĞRU 1 KADIN'ım


 Tanıştığımıza memnun oldum.

Bundan Önceki Doğru Adamı Bulma Maceralarıma  http://storiesofhardcandy.blogspot.com  adresinden ulaşabilirsiniz!


 ...