21 Ocak 2011 Cuma

Erkekler İsminden Kadınlar Cisminden Kaçarmış



 Bilmece gibi oldu dimi bu başlık... "Erkekler İsminden, Kadınlar Cisminden Kaçarmış" bilin bakalım nedir bu?
Aslında yolda aklıma geldi. Neden bilmiyorum 4 saatlik o yolda aklıma pek çok şey geldi.


 Bu arada Eskişehir-İstanbul otobüsleri Midpoint'in her daim geyik konusu olan samimi ortamını aratmıyormuş hani bunu öğrenmiş oldum.Sanırsınız kızlar da erkekler de Eskişehir-İstanbul biletini evlerine gidebilmek için değil de seç beğen al yapmak için satın alıyorlar. Eskişehirli bütün üniversiteliler bir aranma modunda. Varlık içinde yokluk çekiyorlar gariplerim. Şehrin tamamı neredeyse öğrenci zaten. Göt kadar yerde birbirinizi bulamıyorsanız daha ne diyeyim size!


Hoş birbirinizi...ya da birbirimizi gerçekten bulmak isteyip istemediğimizden şüphe ediyorum zaman zaman.
Kastettiğim buydu işte...İlişki. 


Erkekler isminden kaçıyor "İlişki"nin...kadınlarsa cisminden.


Olivia : Ben artık adını koyalım istiyorum aramızdakilerin.
Alejandro : Ne gerek var bebeğim yaşıyoruz ediyoruz germe beni.
Olivia : Ayşe soruyo Fatma soruyo kötü hissediyorum. (Yalnız adı Olivia ama soran Ayşeyle Fatma,öyle işte)
Alejandro : Onlara benden selam söyle.
Olivia : Hayvansııın!


Aslında Alejandro hayvan değildir. Genleri hatalı bir şekilde, XX'in 1/4 uzvunu yitirmesiyle maalesef XY olarak meydan gelmiş ve yeryüzünde varolması son derece gereksiz bir yaratıktır.


Fakat lanet olsun ki yaratılmıştır.


Alejandro'ya göre yaşananları bir "İlişki" olarak nitelendirip basmakalıplaştırmaya gerek yoktur. Olivia onunla olsun, yatsın kalksın, yaşasın, takılsın, gelsin, gitsin, hatta hiç gitmese de olur, gitmese her daim dizinin dibinde olsa ona güzel dakikalar yaşatsa daha makbuldür...yeter ki durum resmileşmesindir onun olayı, boyut değiştirmesin, kulvar atlamasın. Aralarında geçen her türlü ekşının adı olmadığı sürece giren çıkan onu bağlamaz. Onun kaçtığı tek şey "İlişki" kavramıdır.


Olivia ise aksine, adına tav halde cisminden kaçmaktadır ilişkinin. Aklında hep bişeyleri oluruna koymak vardır. Aralarında geçenleri normlara uydurup huzur bulmak en büyük arzusudur çift taraflı bu kaçış süreci boyunca. Alejandro'nun beynini sikip durur ilişki de ilişki diye ama nafile. Bu durumda Alejandro'nun koynunda mutlu olduğu, keyif aldığı cismi dakikalardan gün geçtikçe kaçıp uzaklaşacaktır.


Sonuç olarak Olivia alamaz istediğini. Alejandro ona hiçbi zaman git demez, hatta kal der aksine ama o da alamaz istediğini. Çünkü Olivia almadığı sürece vermez. Olivia'nın ilişkinin cisminden kaçtığı son nokta burasıdır.


Alejandro'yla bir daha sevişmemek üzere hayatından siktir olup gider.


Sonra ne mi olur?


Alejandro...çok değil bi gece sonra mesaj atar. "Olivia napıyosun?"


Olivia cevap vermez bu mesaja.


Sebebi o an Fernando'nun evinde onunla oynaşması değildir. Tam da mesajın geldiği o an Fernando'nun onu gıdıklıyor olması ve katıla katıla gülmesi hiç değildir.


Olivia zaten öyle bir varlıktır ki, kalbi dili birdir. Fernando, hiç tanımasa da Alejandro'yu bilmektedir.


"Cevap vermeyecek misin?" diye sorar Olivia'ya.


"Hayır..." der Olivia "...o şansını çoktan kaybetti." ve Fernando'nun onu gıdıklamaya devam eden iri elleri arasında kaybolup gider.


Alejandro mu? Şansına küssün. Baktı ki pabuç pahalı...baktı ki bir kez daha yazarsa tekrar cevap alamayıp, tükürdüğünü ikinci kez yalayıp kendi kendini utandıracak...vazgeçer. İçine ata ata vazgeçer.


Bu tamamen bir genellemedir. Alejandro bildiğimiz öküz erkek modeli, Olivia ise bildiğimiz kadındır.
Fernando türünün nadir örneklerinden bir adamdır ama onun da kaderi farklı olmayarak yalnızlıktır.


                                            ************************


O değil de bugün Olivia'nın aklına bi an Alejandro'da unuttuğu kelebek küpeleri geldi. Unuttuğu başka şeyler de vardı aslında ama onları Alejandro'ya hatıra olarak bırakmayı göze almıştı. Küpelerinse maneviyatı vardı.
Birkaç saniye arayıp küpeleri geri istemekle unutmak arasında kaldıysa da doğru yolu çabuk buldu ve gidip yeni bir çift küpe almayı seçti.


...


...ve Olivia'nın artık yatma vakti geldi.



...


Daha Eski Maceralarım İçin  ------>  http://storiesofhardcandy.blogspot.com








...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder