23 Ocak 2011 Pazar

Uludağ - Rakım 1865



Kara doyacağım bi 15 gün var önümde.


İşimi seviyorum. Bence benim işimi siz de seviyorsunuz. 11taş hatun+ben=12 


15 gün, 7/24 birlikte olacağımızı düşünürsek...var mı benim yerimde asla olmak istemeyeceğini iddaa edebilecek bir insan evladı?


Dışarısı bembeyaz, içeride sıcak şarap...gayet fantastik bir ortam hani :) 


Yeni yerleştik odalarımıza 3er gruplar halinde. Ben oyun salonunda görevliymişim.


Görev tanımı; yeni supervisorımın dediğine göre : gelenlere sigara dağıtmak, onlarla playstation oynamak, onlarla hoşbeş etmek, onları lobide gezdirmek.


Şimdi burda bir terslik var gibi sanki :) hayır benim şikayetim yok da...çalışmaya geldiğimizi sanıyodum? Ama çenemizi kapayıp umduğumuzu değil bulduğumuzu yemeliyiz dimi...


En azından gece çalışan grupta değilim. İstanbul'da yeterince canım çıkıyordu geceleri. Beni deneyimsiz sanıyolarmış. Çıtımı çıkarmadım duyduğumda, canıma minnet. Sözde deneyimliler çeksin gecenin çilesini. Onlar standta beklerken ben dans ediyo olucam sanırım.


Yolda gelirken birkaç kızla samimiyet kurdum hemen. Bitanesi ilk andan beri bana öyle kilitlenip bakıyordu ki bekliyordum altından ne zaman birşey çıkacak diye. Sevgilisi olduğundan da bahsetmişti ama...Hayır ben acaba ablanın biseksüel eğilimleri mi var, bana göz mü koydu diye düşünürken sonunda çıkardı ağzındaki baklayı.


"Benim bi buçuk aydır iş adamı bi sevgilim var. Onun da çok yakışıklı bi ortağı var yine iş adamı. Ben seni çok beğendim. Eğer hayatında biri yoksa sizi tanıştırabilir miyim?Buraya gelecekler tanışırsınız."


Ben şaşkın bakışlarla kalakalmışken abla kendi sorup kendi cevaplayıp beni çoktan tapulamıştı bile. "Hık, mık...e peki o zaman, olabilir tabi." gibi saçmasapan yarım yamalak sözcükler döküldü ağzımdan.


İlerleyen saatlerde arkamda otururken yaptığı telefon konuşmasına kulak misafiri oldum da.
Aslında abla telefondaki kişiye "Geldiğinde görürsün." dediği an kilitlendim ben o konuşmaya çünkü bekliyordum böyle bir atak. Hemen mesaj atmış iş adamına demekki, adam da merak etmiş aramış. Bu çifte organize pezevenklik bürosu açsak yeridir.


Sevgili iş adamımız "Geldiğinde görürsün." cevabından tatmin olmamış olacak ki ablanın fısıldamaya çalışarak ama sesini duyuramayıp her defasında bi ton yükselterek tam üç kez "Güzel" diye inlemesinden anlaşılacağı üzre güzel miyim diye sormuş.


Şimdi güzellik göreceli. Abla beğenmiş. Lafım yok. Saygı duyarım. Güzel olmasına güzelim de... her güzelin eti de yenmez be ablam, her güzelle dans edilmezki.


Hiç tanımıyosun beni...hevesini kırmak istemem ama... bi kere en başında iş adamlarından pek hazzetmem. Olgun erkekler beni pek cezbetmez. Yaşı büyük olsa bile çocuk bi yanı olsun isterim.


Ama sana bakınca nedense kafamda çok ağır abiler canlanıyo.


Büyük konuşmayayım ama...bekleyip görelim diyorum sadece.


Ben burdaki çıtırlardan çok daha umutluyum aslına bakarsan. Büyük bir zevkle oturup bütün gün onlarla playstation oynayabilirim :) çocuk çocuk takılırız.


Şimdi makyajımı yapıp bölgeme geçmem gerekiyor. Ablaya,iş adamı sevgilisine ve ortağına selamlar :)






....






Daha Eski Maceralarım İçin  ------>  http://storiesofhardcandy.blogspot.com




....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder